Şifrenizi mi Unuttunuz?
Hesabınıza yeniden girebilmeniz için e-mail adresinize yeni şifrenizi göndereceğiz.
HIZLI MENÜ
Burdur'da Kültür

Geçmişle Geleceği Buluşturan Sessiz Bir Medeniyet Mirası

Anadolu’nun batısında, Akdeniz ile İç Anadolu arasında bir geçit gibi uzanan Burdur, sadece doğal güzellikleriyle değil, derin kültürel kimliğiyle de öne çıkan bir kenttir. Tarihin derinliklerinden süzülüp gelen uygarlık izleri, Yörük gelenekleriyle harmanlanarak Burdur’da benzersiz bir kültür mozaiğine dönüşmüştür.

Burdur’un kültürel yapısı, yalnızca geçmişten gelen birikimi değil, aynı zamanda bu birikimi yaşatan insanların, toplulukların ve geleneklerin toplamıdır. Sessiz ama derin, sade ama etkileyici olan bu yapı; ziyaretçilere sadece bir şehir değil, yaşayan bir kültür sunar.

Tarihi Derinlik ve Arkeolojik Zenginlik

Burdur, Anadolu’nun medeniyet beşiği olduğunu kanıtlayan en önemli kentlerden biridir. Paleolitik dönemden itibaren kesintisiz yerleşim izlerine sahip olan şehir, arkeolojik açıdan Türkiye'nin en zengin bölgelerinden biridir. Sagalassos Antik Kenti, dağın zirvesinde görkemli yapılarıyla Roma döneminin izlerini taşırken, Kibyra, devasa stadyumu ve mozaikleriyle Likya-Frig karışımı bir kültürel mirası yansıtır. Hacılar Höyüğü, M.Ö. 7000’li yıllara uzanan geçmişiyle dünyanın en eski yerleşimlerinden biri olarak arkeoloji literatürüne geçmiştir. Bu topraklarda her kazma darbesi yeni bir medeniyet katmanını ortaya çıkarır.

Yörük Kültürü ve Halk Yaşamı

Burdur’un ruhunu anlamanın en iyi yolu, Teke Yöresi Yörük kültürünü tanımaktan geçer. Yüzyıllar boyunca Toros Dağları’nın eteklerinde konar-göçer yaşam süren Yörükler, hayvancılığa dayalı üretim ekonomilerini; göç yolları, yaylalar, oba düzeni, geleneksel giysiler, el sanatları ve sözlü kültür yoluyla bugüne taşımıştır. Yörüklerin yaşattığı toplumsal düzen, Burdur’un sıcak, dayanışmacı ve üretken sosyal yapısını şekillendirmiştir. Bugün hâlâ düğünlerde çalınan Teke Zortlatması, yalnızca bir oyun değil, bu halkın yaşam ritmini yansıtan bir ifadedir.

Geleneksel El Sanatları

Burdur’un kültürel belleği, dokuma tezgâhlarında, ahşap oyma atölyelerinde ve taş ustalarının ellerinde yaşamaya devam ediyor. İbecik Bezi, yöre kadınlarının yüzyıllardır dokuduğu, keten ve pamuk ipliğinden elde edilen özgün bir tekstil ürünüdür. Burdur kilimleri, geometrik desenleriyle yalnızca bir dekor değil, geçmişin dilidir adeta. Ahşap oymacılığı, özellikle mobilya ve cami iç dekorasyonlarında geleneksel motiflerle işlenirken; taş işçiliği, bölgenin mimarisine kalıcı ve zamana meydan okuyan bir estetik kazandırır. Bu sanatlar, bir yandan üretimi sürerken diğer yandan eğitici kurslarla yeni kuşaklara aktarılmaktadır.

Müzik ve Sözlü Kültür

Burdur, Türk halk müziğinde özel bir yere sahip olan Teke Yöresi ezgilerinin kalbidir. Genellikle sipsi, cura, kabak kemane gibi geleneksel çalgılar eşliğinde söylenen türküler, coğrafyanın insanla kurduğu ilişkiyi anlatır. Hasret, gurbet, aşk, ölüm ve doğa gibi temalar; melodilerin kıvrak yapısı ve sözlerin içtenliğiyle birleşerek duygusal bir derinlik yaratır. Bununla birlikte mani, ninni, ağıt ve bilmecelerle zenginleşen sözlü halk kültürü, köy odalarında, yayla gecelerinde ve imece günlerinde halen canlı bir şekilde yaşatılır.

Yöresel Lezzetler

Burdur mutfağı, sade ama derinlikli lezzetleriyle, doğallık ve yerel tatların kusursuz birleşimini sunar. Burdur Şiş Köftesi, yalnızca et ve tuzla yapılan ve coğrafi işaretle tescillenmiş bir gastronomi hazinesidir. Ceviz Ezmesi, irmik ve cevizle yapılan katkısız bir tatlı olarak yüzyıllardır nesilden nesile aktarılmaktadır. Haşhaş Helvası, kabak helvası, keşkek, hamursuz, testi kebabı gibi lezzetler ise hem özel gün sofralarının hem de kırsal yaşamın simgeleridir. Göller Yöresi’nde yer alan Burdur’da tatlı su balıklarıyla hazırlanan yemekler de mutfağın önemli parçalarındandır.

İnanç ve Mimari Yapılar

Burdur’un tarihi kent dokusu, inanç ve mimari anlayışın eşsiz bir sentezini sunar. Ulu Cami, Yunus Emre Camii, Taş Oda Konağı gibi yapılar, geleneksel taş işçiliği ve ahşap süslemeciliğin görkemli örneklerindendir. Ayrıca Burdur şehir merkezi ve çevresindeki sivil mimari örnekleri —iki katlı cumbalı evler, taş temelli yapılar ve avlulu konaklar— şehrin geçmişini bugüne taşıyan sessiz anlatıcılardır. Tüm bu mimari değerler, Burdur’un estetik hafızasını yaşatır ve kültürel sürekliliğin mekânsal izlerini taşır.

Yöresel Oyunlar

Burdur Bölgesi'nde kadın Tek Oyunlarına çeşitli adlar verilmektedir. Ufak oyun, Zenne oyunu, Kırık oyun gibi.

Kız Havası, Ufak Hava, Kız Oynatma Havası, Kıvrak oyunları da hep tek kadın oyunlarıdır.

Dımıdan: Burdur yöresinde tek oyunlarda kadınların leğen döğmesi (İleğen denmektedir, Def olsa dahi) vazgeçilmez bir gelenektir.

Tefenni bölgesinde leğen havalarına “dımıdan” havası denmektedir. Aynı zamanda Teke havalarına da dendiği söylenir. Genellikle leğen döğerek oynanan kadın havalarına Dımıdan dendiği kabul edilir. Çünkü burada saz yoktur. Kadınlar kendileri melodiler söylerler.